Davacılar, dava konusu alanın 3. derece doğal sit alanında yer almakla birlikte 1. derece doğal sit bölgesiyle ekolojik bütünlük taşıdığını, planların alanın doğal dokusunu bozduğunu ve uzman görüşü alınmadan hazırlandığını ileri sürmüştü. Mahkeme, bilirkişi raporuna dayanan kararında bu iddiaları haklı buldu.
Mahkeme kararında, planların hazırlanmasında ekolojik bütünlük, sit etkileşim sahaları ve koruma ilkelerinin yeterince gözetilmediği, bilimsel ve teknik açıdan güncel bir inceleme yapılmadan hareket edildiği belirtildi.
Mahkeme ayrıca, Bakanlık tarafından 24 Ocak 2023 tarihinde onaylanan parselasyon işleminin dayanağı olan 1/1000 ölçekli koruma amaçlı uygulama imar planının da iptal edilmesi nedeniyle “dayanaksız kaldığı” sonucuna ulaştı. Böylece parselasyon işlemi de iptal edildi.
650 VİLLALIK PROJE
Ege Yapı Firması yaklaşık 300 dönümlük arazide 650 villalık bir projeyi hayata geçirmeyi planlıyor. Projenin halka arz tanıtım dosyasında, ”Toplam 270.510,09 m² parsel alanına sahip olan proje 7 etaptan oluşmaktadır. Proje kapsamında konut dışında ticari alan ve sosyal tesis alanları da bulunmaktadır. Proje alanı adını altın rengi kumlarından alan Altınköy Plajına oldukça yakın bir konumdadır. Ayrıca bölgenin diğer güzide koyları Demircili Plajı ve Azmak Plajına araç ile 10 dakika mesafededir. Birçok doğal güzelliğin mevcut olduğu proje alanında bu güzellikleri koruma ve yaşatmaya yönelik doğa ile bütünleşik mimari tasarımlar oluşturulmuştur”. İfadeleri yer almıştı.
Kararda şu ifadeler yer aldı:
Alana ilişkin ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alınmamış olduğu, bu haliyle 1/5000 ve 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Planların şekil ve maksat yönünden hukuk aykırı olduğu, davaya konu edilen 24/01/2023 günlü, 5538955 sayılı Olur’u ile uygun bulunan parselasyon işlemi yönünden de; tescil edilen dava konusu parselasyona ait düzenleme sahası her ne kadar imar planı onama sınırlarına uygun belirlenmiş ve DOP kesintisi yasal sınır içinde alınmış ise de; parselasyon planı sonucunda oluşturulan imar parsellerinin bir kısmının dava konusu parselasyon planının dayanağı 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planına uygun olmadığı, kaldı ki parselasyona dayanak yapılan ve aynı zamanda iş bu davanın konusu olan 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı da Mahkememizin bu kararı ile hukuka uygun bulunmadığından netice itibariyle davaya konu parselasyon işleminin dayanaksız kaldığı, düzenleyici ve uygulama işlemleri ile birlikte davaya konu edilen 28/06/2018 tarih ve 481 sayılı İzmir 1 Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu kararının ise uyuşmazlık konusu alandaki Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planlarının “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak tescil edilen kısımlarında geçerliliğine dair bir değerlendirme içerdiği, bu değerlendirme yapılırken her ne kadar öncesinde mahkeme kararları ile değiştirilen sit statüsü üzerinden bir değerlendirme yapılmış ise de bu değerlendirilen kısmi alanın Mahkememizin keşif ve bilirkişi incelemesi neticesi bilimsel ve teknik açıdan ortaya konulan alanın niteliği ve etrafındaki 1.derece doğal sit alanı ile etkileşiminden ayrılır nitelikte bir değerlendirme şeklinde, etap halinde ve güncel bir inceleme yapılmaksızın sayısallaştırılan pafta bilgisi üzerinden hareketle yapıldığı, bu haliyle davaya konu edilen kurul kararının şehircilik ve koruma ilkelerine, planlama esaslarına, imar ve koruma mevzuatı ile kamu yararına aykırı olduğu saptanmakla birlikte iş bu kararımız ile söz konusu kurul kararına konu edilen 1//1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı da iptal edildiğinden davaya konu 28/06/2018 tarih ve 481 sayılı İzmir 1 Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu kararının da bir yönüyle dayanaksız kaldığı sonucuna ulaşılmıştır.
