Bu açlığın yankısı, durmaksızın çalışan veri merkezlerinin soğutma sistemlerinden yükseliyor. Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre, bu dijital mabetler ve onların kalbinde büyüyen yapay zekâ yükü, küresel elektrik talebini daha önce öngörülmemiş bir hızla artırıyor (IEA, 2024).
Öte yandan, BP’nin 2024 projeksiyonları, tekerlekler üzerinde hareket eden batarya ordusu olan elektrikli araçların, şebekelere adeta yeni bir kıtanın ağırlığını bindirdiğini ortaya koyuyor (BP, 2024).
Bu yalnızca bir tüketim artışı değil; medeniyetin enerji dilini yeniden yazma çabasıdır. EPİAŞ verileri de zaman zaman güneş ve rüzgârın, yüksek kurulu güce rağmen talebi karşılamakta zorlandığını gözler önüne seriyor (EPİAŞ, 2024).
Peki, bu doymak bilmez talebi hangi kaynakla karşılayacağız? Daha da önemlisi, bu ihtiyacın bedelini kim ödeyecek? İşte burada, teknolojiye duyduğumuz hayranlık ile evimize gelen elektrik faturası arasında sinirler gerilmeye başlıyor.
Ve devamında ekonominin basit kuralı işlemeye başlıyor: Talep hızla yükselirken arz aynı tempoda artamazsa, fiyatların tırmanması kaçınılmazdır. Yapay zekânın iştahlı veri merkezleri ve milyonlarca aracın şarj istasyonları, elektriği birincil meta haline getirirken, onun “ucuz” olma özelliğini kökünden sarsıyor. Bu durum, yalnızca bir enerji krizi değil; aynı zamanda hayat pahalılığını büyüten bir maliyet krizidir.
Çözüm arayışı ise gökyüzünde dönen rüzgâr türbinlerinin kanatlarında ve güneş panellerinin parlayan yüzeylerinde umut vadediyor. Yenilenebilir enerji yükselişi, bir destanı andırıyor. Ancak bu destan, trajik bir çelişkiyle iç içe: Güneş, en çok ihtiyaç duyduğumuz anda, yani geceleri yok; rüzgâr ise tam sıkıştığımız anlarda dinlenmeyi seçiyor. IEA’nın verilerine göre, bu kaynaklar hızla büyüse de kesintili yapıları, onları güvenilir bir dayanak olmaktan uzaklaştırıyor (IEA, 2024).
Sonuç olarak, insanlık hâlâ eski dostlarına – kömür ve doğalgaza- sığınıyor. Bu güvence ise ağır bir yükle geliyor: Dalgalanan fosil yakıt fiyatları, doğalgaz borularındaki jeopolitik gerilimler ve faturalarımıza yansıyan görünmez vergiler.
Öte yandan nükleer enerji, yüksek yatırım maliyetine rağmen istikrarlı üretimiyle yeniden öne çıkıyor ve uzun vadede fiyat dalgalanmalarına karşı sağlam bir kalkan olma iddiası taşıyor.
Ama mesele yalnızca elektrik değil. Bu yeni çağın omurgası, lityum ve kobalt gibi “kritik mineraller” ile örülüyor. Ve bu alanda belirleyici güç, kuşkusuz Çin. ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu (USGS) raporlarına göre, bu hayati minerallerin işlenmesi ve tedarik zinciri büyük ölçüde Çin’in elinde (USGS, 2023). Batı’nın yeşil dönüşüm rüyası, Doğu’nun maden rezervlerine bağımlı hale geliyor.
Ukrayna’daki savaşın gölgesinde bile, kritik minerallerin paylaşımı üzerine yürütülen pazarlıklar, konunun yalnızca çevresel değil, aynı zamanda derin bir jeopolitik mesele olduğunu gözler önüne seriyor. Sessiz ama etkisi büyük bir kaynak rekabeti yaşanıyor. Bu rekabetin maliyeti ise tedarik zincirinin her halkası üzerinden, sonunda o elektrikli aracı satın alan vatandaşa kadar ulaşıyor.
TÜRKİYE KÜRESEL DALGADA NEREYE DEMİR ATACAK?
Değerli okurlar, bu fırtınalı ortamda Türkiye’nin yolunu çizerken yüzeysel çözümlerden çok daha fazlasına ihtiyaç var. Amaç yalnızca yeterli elektrik üretmek değil, aynı zamanda onu vatandaşın ödeyebileceği bir fiyatla sunabilmektir.
Tüm bu gelişmeler ışığında Türkiye’nin enerjideki yol haritasını yeniden çizmesi kaçınılmaz görünüyor. Yenilenebilir kaynakları merkezde tutarken, nükleer ve yerli kaynağımız kömür gibi kesintisiz enerji sağlayan kaynakları stratejik bir denge unsuru haline getirmeliyiz. Ancak nükleerde ve doğal gazda tek bir ülkeye yani Rusya’ya olan yüksek bağımlılık ciddi bir soru işareti. Bu sorunun acilen çözülmesi ve nükleer teknolojiyle ilgili know-how oluşturulması gerekiyor.
DEPOLAMA: YENİ ÇAĞIN KALESİ
Sadece daha fazla güneş paneli veya rüzgâr türbini kurmak yeterli değil. Asıl stratejik hamle, bu enerjiyi saklayabileceğimiz modern depoları inşa etmektir. Pil sistemleri, yeşil hidrojen ve pompajlı depolama, geleceğin en sağlam surları olacak. Depolanmış enerjiyi pahalı ve karanlık saatlerde devreye sokmak, bağımsızlığın ve fiyat istikrarının şüphesiz en önemli anahtarı olacak.
NÜKLEER: SABIRLA ÖRÜLEN BİR GÜVENCE
Akkuyu, bir enerji projesinden çok daha fazlasıdır; uzun vadeli bir uygarlık yatırımıdır. Burada aynı zamanda kendi nükleer teknolojisini yönetebilecek bir insan kaynağı yetiştirilmektedir. Umarız tek bir ülkeye olan nükleer bağımlılık Japonya ve G.Kore gibi diğer ülkelerle yeni işbirlikleri yapılarak aşılır.
KRİTİK MİNERALLER: TOPRAĞIN SESSİZ HAZİNESİ
Kritik mineral stratejisi geliştirmeliyiz: Ülkemizin yeraltı zenginliklerini süratle araştırmalı, nadir toprak elementleri ve batarya mineralleri konusunda üretim ve işleme kapasitesini artırmalıyız. Bu yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda bir milli güvenlik meselesi ve jeopolitik bir özerklik stratejisidir.
VERİMLİLİK: EN ESKİ VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM
Tüketilmeyen her birim enerji, en temiz ve en ucuz kaynaktır. Sanayiden binalara, gündelik yaşamdan altyapıya kadar her alanda verimlilik kültürünü benimsemek, enerji açlığına ve maliyet baskısına karşı en rasyonel ve insani cevaptır. İsraf edilmeyen her kilovatsaat, vatandaşın cebinde gerçek bir kazançtır.
Bu arada yapay zekayı sadece bir enerji tüketicisi değil, çözüm ortağı olarak görmeliyiz: Enerji talebini tahmin eden, kayıpları azaltan ve şebekeyi daha akıllı hale getiren yapay zekâ uygulamalarıyla enerji sistemimizi daha verimli kılabiliriz.
SON SÖZ
Yapay zekânın zihin açıcı gücü ve elektrikli araçların sessiz ilerleyişi, insanlığı yeni ufuklara taşıyor. Ancak bu yolculuğun sürdürülebilir olması için enerjiyi yalnızca bir kaynak değil; aynı zamanda denge, akıl ve erişilebilirlik meselesi olarak görmemiz gerekiyor.
Türkiye, bu tarihi dönemeçte, vatandaşının alım gücünü koruyan ve küresel dengede söz sahibi olan bir aktör haline gelebilir. Bu fırsat, bir neslin eline geçebilecek kadar nadir ve değerlidir.
Gelecek, enerjiyi doğru yönetenlerin olacak. Enerjisi bol, fiyatları makul günlerde buluşmak dileğiyle…
Kaynakça
EPİAŞ. (2024). Aylık Elektrik Piyasası Raporları. https://piyasaseffafliik.epias.com.tr/
International Energy Agency (IEA). (2024). Electricity Market Report 2024.
BP. (2024). BP Energy Outlook 2024.
USGS. (2023). Mineral Commodity Summaries. U.S. Geological Survey. https://pubs.usgs.gov/periodicals/mcs2023/mcs2023.pdf