ÖZET: Bu çalışma, 14.08.2025 tarihli Cebrî İcra Kanun Taslağı’nın mevcut 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile karşılaştırmalı olarak getirdiği yenilikleri bir kaç madde ile sınırlı incelemektedir. Taslak, cebrî icra hukukunun temel ilkelerini yeniden tanımlamakta, teşkilat yapısından takip usullerine, şikâyet yollarından haciz ve kıymet takdirine kadar birçok alanda sistematik ve ilkesel bir dönüşüm öngörmektedir. Bu bağlamda, gerekçe incelendiği vakit taslağın getirdiği yenilikler, hukuk devleti ilkesi, insan hakları standartları ve yargı verimliliği açısından temellendirilmiştir diye ilk bakışta öne çıkmaktadır.
GİRİŞ: 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu, yürürlüğe girdiği tarihten bu yana birçok kez değişikliğe uğramış olmakla birlikte, sistematik bir bütünlükten uzaklaşmış ve uygulamada ciddi sorunlara yol açmıştır. Bu nedenle, Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 14.08.2025 tarihinde kamuoyuna sunulan Cebrî İcra Kanun Taslağı, yalnızca teknik bir güncelleme değil, aynı zamanda cebrî icra hukukunun felsefi ve yapısal temellerini yeniden inşa eden bir reform niteliği taşımaktadır.
1. CEBRÎ İCRANIN İLKELERİNE İLİŞKİN YENİ YAKLAŞIM: Taslağın 1. maddesi, cebrî icra hukukunun temel ilkelerini tanımlayarak, borçlunun borcunu rızaen ödemesinin esas olduğunu, ancak rızaen ödeme gerçekleşmezse temel haklara riayet edilerek sade ve hızlı tahsilat yapılacağını belirtmektedir. Bu düzenleme, mevcut kanunun icra dairelerinin kuruluşuna odaklanan yapısından farklı olarak, cebrî icra hukukunu anayasal ve insan hakları temelli bir çerçeveye oturtmaktadır¹.
2. TEŞKİLAT YAPISINDAKİ YENİLENME: Taslak, icra ve iflas teşkilatını yeniden yapılandırmakta; başkanlık, icra ve iflas daireleri, icra hukuk ve ceza mahkemeleri ile iflas mahkemeleri gibi birimleri net şekilde tanımlamaktadır. Özellikle 2. ve 3. maddelerde, başkanlıkların kurulması, dairelerin doğrudan yazışma yetkisi ve idari görevlerin ayrılması gibi düzenlemeler, teşkilatın işlevselliğini artırmayı hedeflemektedir².
3. HUKUKİ SORUMLULUK VE TAZMİNAT MEKANİZMASI: Taslağın 7. maddesi, icra ve iflas görevlilerinin hukuki sorumluluğunu genişletmekte; zamanaşımı süresini iki yıla çıkarmakta, disiplin cezası ve sebepsiz zenginleşme hükümlerini içermektedir. Bu düzenleme, kötü niyetli tazminat davalarını caydırmakta ve görevlilerin korunmasını sağlamaktadır³.
4. ŞİKÂYET USULÜNDE STANDARTLAŞMA: Taslağın 22 ila 30. maddeleri arasında düzenlenen şikâyet hükümleri, hem kapsam hem de usul açısından önemli yenilikler içermektedir. Özellikle süresiz şikâyet (m. 24), kamu düzenine aykırı işlemlere karşı sürekli başvuru imkânı tanımakta; şikâyet süresi (m. 23) öğrenme tarihinden itibaren bir hafta olarak netleştirilmiştir⁴.
5. KANUN YOLLARINDA HMK ENTEGRASYONU: Taslağın 32 ila 37. maddeleri, istinaf ve temyiz yollarını 6100 sayılı HMK ile uyumlu hale getirmektedir. Parasal sınırlar HMK’ya atıfla belirlenmiş, bazı kararlar istinaf dışı bırakılmış, temyiz süresi HMK sürelerine bağlanmıştır. Bu düzenlemeler, kanun yollarında yeknesaklık ve öngörülebilirlik sağlamaktadır⁵.
6. İLAMLI TAKİPTE KESİNLEŞME ŞARTI: Taslağın 53. maddesi, ilamların icra kabiliyetini istinaf yolunun tüketilmesine bağlamaktadır. Ancak nafaka, işçi alacakları gibi sosyal nitelikli alacaklar için istisnalar getirilmiştir. Bu düzenleme, icranın iadesi riskini azaltmakta ve borçlu lehine menfaat dengesini gözetmektedir⁶.
7. HACİZ USULÜNDE DİJİTALLEŞME VE KORUMA: Taslağın 156 ila 170. maddeleri arasında düzenlenen haciz hükümleri, UYAP üzerinden sorgulama ve elektronik haciz imkânı getirmekte; konutta haciz için mahkeme onayı zorunlu hale getirilmiştir. Ayrıca, haczedilemeyecek mallar listesi genişletilmiş, asgari ücretliler için haciz oranları düşürülmüştür⁷.
8. KIRA ALACAKLARINDA YENİ USUL: Taslağın 138 ila 150. maddeleri, kira alacaklarına ilişkin ilamsız tahliye takibini yeniden düzenlemektedir. Yazılı kira sözleşmesi ve tahliye taahhüdü zorunlu hale getirilmiş , süreler güncellenmiştir. Bu düzenleme, kiracı ve kiraya veren arasındaki dengeyi güçlendirmektedir⁸.
9. KANUNUN SİSTEMATİĞİ VE DİLİ: Taslak, sistematik olarak bölümler ve alt başlıklar altında düzenlenmiş; dil sadeleştirilmiş ve teknik terimler güncellenmiştir. Bu yönüyle, hem uygulayıcılar hem de vatandaşlar için anlaşılabilirlik artırılmıştır.
SONUÇ: 14.08.2025 tarihli Cebrî İcra Kanun Taslağı, yalnızca teknik bir düzenleme değil, cebrî icra hukukunun felsefi, yapısal ve işlevsel temellerini yeniden inşa eden bir reform niteliğindedir. Taslak, insan hakları, hukuk devleti ve yargı verimliliği ilkeleri doğrultusunda, icra sistemini daha adil, hızlı ve şeffaf hale getirmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda, taslağın yasalaşması halinde tasarı gerekçesi incelendiğinde ,Türkiye’de cebrî icra hukukunun çağdaş normlara uygun bir yapıya kavuşacağı amacıyla hazırlandığı düşüncesinin hakim olduğunu görmekteyiz.
KAYNAKÇA:
1. (Madde 1)
2. (Madde 2-3)
3. (Madde 7)
4. (Madde 22-24)
5.(Madde 32-35)
6. (Madde 53)
7. (Madde 156-161)
8. (Madde 138-150)
Türkiye'den ve dünyadan hukuki haberler, makaleler, siyasetten, spora her konuda hukuki haber…
