Bursa Hakimiyet gazetesinde birlikte çalıştığımız bir genç kardeşimiz var.
Filiz Kahraman’ın Salı günleri AS TV’de sunduğu, Ogaste Genel Yayın Müdürü Cennet Cankılıç ve Bursadabugün yazarı Dr. Hasan Boztürk ile birlikte yer aldığımız Panorama programında Bursa’da iflasın eşiğindeki sanayi kuruluşlarıyla ilgili konuşurken o an adını söyleyememiştim.
Affetsin.
Genç meslektaşım İsmail Karaduman’ın Bursa’daki sanayi kuruluşlarının konkordato(iflas anlaşması) başvurularına ilişkin yaptığı haberler sayesinde güncel durumla ilgili bilgimiz oluyor.
Birden çok organize sanayi bölgesine sahip Bursa ve İnegöl ekseninde Karaduman’ın haberlerine yansıyan bilgilerde ekonominin açık bir şekilde bozulmaya, nefes alamaz noktaya ilerlediğini görüyoruz.
Dahası…
Bir yıl öncesine kadar kiraların başını alıp gittiği Bursa’da bebe giyimin merkezi Vişne Caddesi’nde peşi sıra kapanan firmalar nedeniyle mülk sahiplerinin kira indirimine gitmeye başladığı söyleniyor.
Vişne Caddesi’nde işyeri olan bir arkadaşımız dün ünlü caddenin ciddi anlamda sıkıntıya düştüğünü, yaşanan gerileme nedeniyle işçi çıkarmaların başladığını ifade ediyordu.
Kötü gidişten kendisinin de etkilendiğini, mecburen işçi çıkarmak zorunda kaldığını, önümüzdeki ay da benzer bir uygulamaya gitmek zorunda kalacağını söylüyordu.
Küçük Sanayi’de orta ölçekli KOBİ sahibi bir arkadaşım da benzer şeyler aktarmıştı.
Ekonomide yaşanan daralma nedeniyle işçi çıkardığını, gelecek ay da beş altı kişinin daha işine son vermek zorunda kalacağını belirtiyordu.
Bu durumdan son derece rahatsız olduklarını ifade ediyorlardı.
Piyasaların çok sıkıştığını, özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ile birlikte iyiye giden işlerin bir anda tersine döndüğünü vurguluyorlardı.
Ak Parti’nin ilk yıllarında ekonominin dümeninde yer alan ve parlak sürecin mimarı olarak kabul edilen DEVA Parti Genel Başkanı Ali Babacan’ın geçtiğimiz gün yaptığı açıklama bu anlamda bir kez daha öne çıkıyor.
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ile birlikte uygulanan ekonomi politikasının boşa gittiğini, yaşanan kaybın 143 milyar dolara ulaştığını net bir dille ifade ediyordu.
Merkez Bankası’nın kurdaki dalgalanmayı önlemek için 53 milyar dolar rezervi tüketmek zorunda kaldığını belirtiyordu.
Yani, Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu üzerinden yürütülen sürecin bedelini halk ödüyor diyordu Babacan.
Faizde, enflasyondaki artış da bunu işaret ediyor zaten.
Mutsuzluk tablosu güvensizlik olgusuyla karamsarlığa giderek dönüşüyor.
Karabulutları dağıtacak olan iktidar olan.
Yolu da belli.
Hukuk, herkes için hukuk olabilirse ekonomi de, adalet de nefes alır.
Karamsarlık da dağılır.
